Blog / Şair Olamayacak Kadar Çok Yaşadım


Rimbaud’dan çok yaşadım, Mayakovski’den de — biraz da yersiz buluyorum Yesenin’in ölümünü yerdiği şiiri. Yaşamaya da devam ediyorum, perfect tense; kalan günlerimi Türkçeyi unutmaya adayacağım. Çok yaşıyorum, almak için hayattan istediğim her şeyi. Beşir Fuad’ın deneyini anıyorum yaşadıkça; o kesikten azaldıkça kan, ben bulmacalarda “dirim”i kolaylıkla buluyorum: Hoşça kalın genç ölen şairler, teşekkürler tüm kelimeler için! Ve aslında sone yazacaktım, affetsin yaşlı İtalyan rahipler, tam anlayamadım ölçüleri okuldayken bile.

Okuyan göz dikkat etsin isterim, yine de bir ahenk var; on bir yıl Türkçeyi yüz kırk karaktere sığdırdım — yapamazdı eskiler belki de bunu, bilemeyiz; hemen öldüler. Unutamadım Suzan’ı ve dayımı çünkü intihar ettiler; yapayalnızdım, eskiler bilir, çok gençken anlamak istedim erken ölümü. Uzunca baktım tarihle ilgili müzelerden birinde yüzü kırık bir heykele, böyle bir şey olmalı zaman, tam otuzumda sağlık sorunlarım başladı. Atlattım hepsini, yaşayacağım bir yirmi yıl daha, yani bir libertin ömrü ortalama.

Yıllardan 2000’di Enis Batur’un Kandil’ini elime aldığımda, bilemezdim adamcağızın 70 yıl yaşayacağını. Karşılaşırız bir gün diye prova yaptım: “Sizinle aynı çağda yaşamak bir onur efendim” diyeceğim, “roman yazarım zannediyordum ama fotoğrafçı oldum ben”. Sonra Instagram’ı açacağım, “Ne güzel renkler” diyecek, resime düşkünlüğüme değineceğim; giallo’lardan da bahsedeceğim eğer beni dinlemeye devam ederse. “Sizin yüzünüzden” diyeceğim bir parça sırıtarak, “Mallarmé’ye düşmüştüm bir ara, güzel zamanlardı.” İşte, ölmemiş bir şair ile aramdaki çağ farkı: Yaşadığımın kanıtı.

Sonra sevdim de, her gün dışarı çıkmam için adımlarımı saydı benimle, pamuk şekerim benim — ve daha bir sürü ad taktım ona, yaşayacağım ve ona anlatacağım sadece fotoğraflarımı; Unutursan Darılmam bittiğinde sarılacağız; “Bitti” diyeceğim, çok yaptım bu mutluluğun provasını: “İyileştim.” Doğdum ve ölümün bir semptomu değildi bu, söz veriyorum, biraz da olsa geriye kalacağım. Ama yine de altı Temmuz doğum günüm: En sevmediğim mevsimdir cehennem.
©MMXXIII
All rights reserved.
Ci Demi